17 Temmuz 2012 Salı

Karadeniz İsyanda!

elmalar şimdilik kızarabilir, armutlar dalında ballanabilir. gürgen, isriç, pelit, kızılağaç, meşe ve kestane ağaçları henüz ayakta dimdik durabilir. mart çiçekleri hâlâ beyaz, sarı ve pembe açabilir. mustafa kemal, kukku (guguk), atmaca, kisa, serçe, kosva gibi kuşlar şimdilik göğe hayat verebilir. manahoz deresi leziz alabalıklarını henüz saklıyor olabilir. çakıl taşları dere suyuyla şimdilik aşınabilir ve taşınmaya devam edebilir. yağmur hâlâ bu toprakların biriciği; sis, dağların giyindiği beyaz etekler olabilir. şimdilik, bugün, bu sıralar...

burası karadeniz. burada doğa, yaşamla ölümsüz bir bağ kurmuş. burada; anlatıldığı gibi yalnızca yeşilin değil, tüm renkleri en saf ve zarif desenlerle ahenk içinde bulabilirsiniz. burada hayat su gibi berrak kokar. toprağı çetrefilli ama çok cömerttir. bu coğrafya herkese açmaz kendini. uçurumlu, patika yollarına alıştığın gün, renkleri ve kokuyu duyumsarsın ruhunda. bu toprağın ruhu bir kez sızdı mı içine, onu unutman mümkün değildir. karadeniz, büyülü bir ülkedir. kendi başına, kendi doğası ve yaşamıyla, bambaşka bir dünyadır. mucizedir, zarafettir, estetiktir, neşedir, huzurdur, aşkın en yalın halidir. karadeniz, halkının anasıdır. kucaklayıcıdır, merhametlidir, sevecendir.


ağaçları, çiçekleri, kuşları, suları... tanrının en cömert yüzüdür karadeniz. ama...  ... ama çok değil; 10 yıl içinde bu doğal güzellikler, solmaya yüz tutacak. hatta başladı bile! neden mi? HES'ler yüzünden. dağların arasından bir kız gibi süzülerek akan bakir sular, HES'lerle dizginlenmeye ve başka amaçlar için kullanılmaya çalışılıyor. oysa o derelerin, akarsuların karadeniz doğasına can vermek gibi hayati ve elim bir görevi var. her bir canlının bir diğeri için varolduğu, bir saat zembereği gibi işlerlik kazandığı bu doğal unsurlardan biri sekteye uğradığında, başı dönüyor doğanın. sendeliyor. bizim köyümüzdeki manahoz deresi, 30 km içeride yapılan baraj yüzünden alabalıklarını kaybediyor. dere kenarındaki bitki türleri değişime uğramaya başlamış. 


kendi değerlerimize, kendi zenginliğimize büyük bir ihanettir bu. doğaya, çocuklarının yaptığı büyük bir zulüm! kapitalizmin dişlileri, şehirleri çoktan yedi bitirdi, şimdi doğayı kemiriyor son sürat. başbakan, halkına "3 çocuk" 'talimatı' verirken, acaba o çocuklara nasıl bir dünya ve gelecek bırakacak, bunu hiç düşündü mü? tanrının, doğanın kurulu düzenine saldıran bu açgözlü insan eli, cezasını çekmeyecek mi dersiniz? evet, elbette... 


bir gün kuşlar gökyüzünü, sular yatağını, meyveler ağaçlarını, ağaçlar topraklarını terkettiğinde, insanoğluna büyük bir boşluk kalacak, yıkımın boşluğu. en acısı da bugün bizlerin gördüğü ve bildiği bu güzellikler, sonraki kuşaklardan çalınıyor olacak. gelecekten çalmak, en büyük hırsızlık değil midir?

hayatımın en güzel dönemi, biricik çocukluğumu bu kadar güzel ve unutulmaz kılan köyümdür benim. küçücük mucize dünyam. onun varlığını bilmek, arada bir görmek hayatı katlanılır kılan yegane unsur. bizler toprağına köyüne bağlı, her dem o renkli dünyanın özlemini çeken, özünde her zaman gurbetçi olan çocuklarız, çocuklarıyız karadeniz'in. o büyülü ve fantastik dünyamızın zarar görmesi, incitilmesi hepimizi derinden etkiliyor ve üzüyor. HES'lerin, mucizemize çomak sokan kirli ellerini, topraklarımızda görmek istemiyoruz.




bu sebeple; 

d..f..

bu isyana ses ver!

4 yorum:

  1. Memlekette misin? Annemden duyardım hep karadenizin guzelliğini, bana da 2006 yılında nasip oldu karadenize gitmek. hayran kalmıştım gerçekten havası suyu doğası insanları ile harikulade idi. O gunden beri hala gitmek isterim ins. ailece tekrar nasip olur.
    zaten nerede bir guzellik var hemen yok edelim çıkarlarımızı düşünelim. çok üzüldüm umarım çözüm bulunur. Hes lere Hayır.

    YanıtlaSil
  2. NTV'de Şenoz'u anlatıyorlar. Bir yandan hayran kalarak bir yandan insanın akılsızlığına deli olarak izliyorum.
    Diren Karadeniz!

    YanıtlaSil
  3. haleciğim, kısa bir yolculuktu. sen de bir karadenizli sayılırsın artık :) biliyorsun... maalesef, yok etmek üzere kurulmuş hayatlarımız sanki. insan ne söyleyeceğini bilemiyor.

    YanıtlaSil
  4. sevgili ekmekçikız, karadeniz taraflarına yolunuz düştü mü hiç, bilemiyorum. görüp de kıymak ayrı bir vahşilik! güzele karşı hasımane tavır geliştirmek için kör ya da ahmak olmalı kişi. anlamak mümkün değil!

    YanıtlaSil