23 Nisan 2012 Pazartesi

ara renklerin huzuru


gökyüzünde, maviyi kırmızıya, kırmızıyı maviye dönüştüren ara renklere bakıyorum. ne kırmızı küsüyor ne de mavi, pastel tonlar bana yaşamı anımsatıyor. yumuşak, incitmeden ve yok etmeden yaşatıyor, birlikte yeni bir renk üretiyor üstelik.bu düşüncelerle günbatımının kızıllığından çok pastel renklerin huzuruna sığınıyorum. varlığını bilmekten büyük mutluluk duyduğum insanlar gibi...
***
burçlar üzerinde büyümeye çalışan gen fidan, tüm şehri görebiliyor yerinden sanki. ama bu günün, bu dünyanın ağacı. hayri irdal'ı görmemiş mesela.uzaklaşıyoruz, kesik kesik ışıklar bir tünelin varlığına işaret ediyor. camda yorgun insan suretleri belirdi. ara renkleri, genç fidanı göremeyen. heyecanım, körpe heyecanım, tünelin karanlığında süzülüp beni yine o yere taşıdı. o tünel, orası...
***
bir sabah uyandığımda kendimi yalnız bulsam. o sabah gibi tıpkı, parmaklarımdan hayatıma sızan şey, beni uykumda terkedip, yalnızlaştırsa. daha, daha yalnız derken (genç fidan gibi zamanlardan ve dünyalardan habersiz) varsam. umutsuzluktan ya da imkansızlıktan değil, vazgeçme isteği belirdi içimde. kendini doğuran bu şey, ne yapsan içime yaranamadığın o şey... bir insan daha düştü karadeliğe.
***
kendi adıma hiçbir şey planlayamayışım, kendime güvenemeyişim, beklentisiz oluşum, başkalarının hayatı için çırpınışım "büyük aptal"a oynamam... bu da bir çelişki... başka bir çelişki..

d..f..

6 Nisan 2012 Cuma

...


gece
sessizliğe dolup
beni izledi duvarlarımdan.
konuşmak kopsa ya ağzımdan,
düşünmek, kuruyup düşse...
oraya saklanmış gözlerinle
göz göze geldikçe karanlıkta
sağıma dönüp gözlerime sözcükler batırıyorum.

ey kanatan,
ey rüyalarımın sahibi
ey ayakları içimde dolaşan
ey seyyahım,
sevgilim, ölüm...
sen miydin bu kıran, acıtan beni?
inanmıştım gerçekten yaşadığına
bu çağda benimle,
ve tüm zamanları...
sokulup kasıklarının kıvrımına
defalarca dökülmek o sert mermere.
sabrın kalesinde taşlaşan melek,
göremez umarsız bakışlarımı.
gelecek kimse yok bana,
annem gibi oturmuş yaşamı seviyorum
yamalı yanaklarımla, baharı...
"ve" sen, sen değil "ve",
naif bir köprü an'ımı an'ıma dövdüren.

ne zaman bırakmak istesem seni
yüzümde yanılgı yanıkları.
ve gövdemi oyalayan başım
daha önce duymadığım ...

devam edece..

d..f..



3 Nisan 2012 Salı

...

verimli bir kalple
çorak bir dünyaya bırakılmış.

kalbin damarları çatladıkça
yine yeniden anlamak.
bağlanmışlığa anlam aramak,
yok!..
git bu yersizlikten.

d..f..

- ne me quitte... / dudaklarımın bayramı -