9 Ekim 2014 Perşembe

dil ve kelimeler

acının dili yoktur ama her yazar kendi dilinde büyüktür. özellikle de şairler...

acı, dilsizdir. çoğu zaman kelimeler dolduramaz acının büyüklüğünü. ne kadar çok cümle kurulursa kurulsun, acı kendini ifade ettirmez, ettiremez. acıyı en yalın ve saf haliyle şiirde bulabiliriz.

kelimelerimiz, kelimeleri oluşturan harf dizini, sesimize yerleşimi ve duygumuzla bütünleşen kelimeler, en iyi kendi dilimizdekilere ulaşır. "neşe" kelimesindeki "ş" harfi, coşkunluğu ve aşkınlığı ne güzel hissettirir. tıpkı "keder" kelimesindeki "e" harflerinin ağırbaşlı bir ağlayışı ifade ettiği gibi... ya da "anne" kelimesindeki iki "n" harfinin, bağlayıcı unsuru gibi.

pek çok duygumuz tüm insanların hissettiği ortak hisler olsa da; dilimize yerleştiği ve sesimize yapıştığı başka bir evreni vardır kelimelerin. bu sebeple, her yazar kendi dilinde en büyüktür.

d..f..

2 Ekim 2014 Perşembe

ansızın gelirsin


ansızın gelirsin bana,
nereye sığdıracağımı bilemem seni.
bir gülüşün en iştahlı yerinde
bıçak gibi kesersin neşemi.
bir manzaranın keyfinde
ölümcül bir sessizlikle tıkarsın nefesimi.
bir düğün alayında gelir
topuğuma çivilenirsin.

ansızın gelirsin bana.
her neysem o an
her neredeysem
önüne katıp götürürsün.
nereye sığdıracağım, bilemem seni.
muma dönerim,
ağaç olur kovuğuma girerim.
ölümün içine kaçmak isterim.

d..f..

resim: jean miotte