16 Ocak 2010 Cumartesi

hımm... bir tarif bir tat ve birkaç not



pekala, nihayet ekmek yapabildim :) efendim yemek yapmanın bir sanat olduğunu düşünmüşümdür hep. aslına bakarsanız ben yaşamın başlı başına bir sanat olduğunu düşünüyorum. verilmiş bir zaman dilimini işleyip içini ona yaraşır şeylerle doldurmak, bunu yaparken de özgün bir yaşam bırakmak geride... bundan değerli sanat olabilir mi? -elbette bunlar izafi şeyler- yemek yapmak, ev dizaynı, giyim tarzı, konuşma üslubu vs... hepsi estetik vurgu ile şekilenebilen ve size özgü bir yorum geliştirebileceğiniz yaşam alanları.

fakat yemek yapmak ve yemek benim için hep ayrı yerdedir diğerlerinin içinde. bir kere sıcak yemek ifadesi yaşamı vurgular. sıcak, yaşamakta olan gibi yani. benim damak tadım çok gelişmiş değildir açıkçası. ama birşeyler yaparken hep yorum yaparım. çorbaya başka bir vuruş, kızartmaya başka, hamura una başka... özellikle salata yapmaya bayılırım. bence salata severler özel insanlardır :) o özel insanlara salata yapmak beni hep heyecanlandırır. bir dönem işten döndüğümde koca bir tabak salata yapar büyük bir iştahla yerdim. sebzelerin yeri diğer yiyeceklerden çok daha farklıdır. hani o "sıcak" vurgusu onlarda devamlıdır. ölü değillerdir elinizdeyken. bir maydanozu elinize aldığınızda hayattadır hala, bir göbek marul allahım yaa, şeyoldum gene ha :) salata tarifi verebilirim size. evet, bunu yapabilirim. baharat filmini çok sevmiştim bu yüzden. yıldızlar-evren vurgusunu şöyle yapmıştı filmdeki replik "astronomi gastronominin içindedir" evet, gerçekten öyle değil mi :) ve yemek yapmak kesinlikle sezgiseldir, bilgisi içinizden çıkar. bu, buna yakışır dersiniz, bilmeseniz de dersiniz. bir de richır gere nin nevyorkta sonbahar filminde salata sahnesi vardı, onu çok severim. sevilen arkadaş grubuna özenerek yapılan bir salata.

yemek yapmanın ve yemenin sanat olduğunu iddia edip bunu ispatlamaya çalıştıktan sonra sizlere yeni takıntım ekmeklerden bahsedeceğim. bununla ilgili çok tatlı bir anım var fakat onu başka bir gün yazarım. http://ekmekcikiz.blogspot.com blogunun ekmek tariflerinden ulaşabilirsiniz tabakta gördüğünüz aslında tuzlu kek denilen ama benim ısrarla ekmek dediğim hamur işine. şunu belirtmek isterim ki tadı muhteşem. evet, kesinlikle kahvaltılarda enfes olur. belki bizim yemek kültürümüze yakınlığından mıdır bilmem, yiyen herkes çok sevdi ve anında bitti. tarif istediler ve ben de gülümseyerek "ekmekçikız" dedim :) lütfen ziyaret edin, pişman olmayacaksınız. tuzlu kek yapımı çok pratik ve malzemeleri çok basit, her evde olan çeşitler.

bu gece "kalandar" gecesi. 12 den sonra geleneksel bir adetimizi yerine getireceğiz. bilahare anlatırım :) tabii "istanbul 2010 kültür başkenti" etkinlikleri de bugün başladı. "bir bavul iki dil" filmiyle ilgili birkaç not... yazacaklarım var da dönerim yine :)

- unutmadan, adsız arkadaş var bir tane, yorumlarını ekleyemiyorum, sevgilerimi gönderiyorum :))) -

2 yorum:

  1. Afiyet olsun!
    Eline sağlık.:)))

    YanıtlaSil
  2. Sadece salataseverler mi özel insanlardır? Bence -aslında sizin de vurguladığınız gibi- herhangi bir şeyi sevmek, daha doğrusu sevmek veya belki de saf, katışıksız ve karşılıksız sevginin bizzat kendisi insanı özel yapmış olmaz mı?

    Yemek sanatının yanında sizleri de ekmek dostlarının arasına, ekmeksanatına bekleriz.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil