29 Ekim 2009 Perşembe

eksen değiştirmek için evrilmek


tüm savaşlardan geçmişlik... biliyorsun. dünya iki kişilik çoğu zaman. ne zaman seni bir yere çekiştirmek istesem orada başka kimse olmuyor. eksen demiştim. insanın eksenleri... kendi eksenim nasıl da kaba geliyor, yontulmamış hala. oraya geliyorum, dünyanın ince beline doğru. kendi eksenimde bir sen bulamadığım için mi bunlar diye sorguladım. tüm cevaplarında isminden bir harf var ama kendi sığamamazlığım en fazla. daha sabah düşündüm bunları. insan bazen evrene sığamazken bir kucakta/koyunda evrenleşiyor.

öyle bir aşka sarılıp yaşamı ona harcamak kadar kör değil ruh. en çok istediği bir aşkın çılgınlığına sarılıp dünya göğüne sere serpe yayılmak. insana kotarılmak gökten yağarak. bunu bana kısacık sözün öğretti. aşk insanın kendi ekseni değil.

yazmaya gücüm yetmiyor bazen. öyle sevinçle koşanların acı dalgası yayarak; ağrısı dinmeyenlerin göğüs kafeslerini yara yara... gördükçe, kuyuya emanet ettiğimiz sesi anımsıyorum. umuda ihanet etmeyelim. söz savaş gibi, kan gibi bazen... ruhunun lirik, estetik ve dokunurken acıtmayan dilinden özür diliyorum. severken çok öldürdüm, tanrıdan evrilmiş olmayı diliyorum.
d..f..
- söz uyurken ne masumdur, ne kadar çok senli benli -



1 yorum:

  1. çok hoş bir yazı olmuş canım...
    "öyle bir aşka sarılıp yaşamı ona harcamak kadar kör değil ruh"
    gerçekten de öyle...sadece zaman zaman aşık olduğunda kör olabileceğini düşünebiliyorsun...kısacık da olsa..sonra tüm hayatını paylaşmaya karar verdiğinde gözlerin açılmaya başlıyor..ışığı görüyorsun:)..

    YanıtlaSil