24 Mart 2010 Çarşamba

dört yapraklı yonca



kasvetli bir hava var dışarıda. sert rüzgar sisi savuruyor sokak lambalarının ışığında. bir sokak köpeği köşe bucağı koklayarak ilerliyor ağır ağır. bir ambalaj kağıtı rüzgara bırakmış kendini. birkaç gece yolcusu caddenin sağından yürüyorlar parkalarına sarılarak. biraz kafamı dağıtayım dedim dışarıya bakarak. ölecekmişim gibi bir his var içimde bu gece. olur ya bazen. caddeyi seyredeyim dedim, hava benden kasvetli çıktı. ölsem de ağzım burnum toprakla doysa, toprak doyursa açlığımı ve isteklerimi dedim, dedirtti hava...
***
ten, nasıl öpülmek istendiğini bana anlatarak, isteğimi tanıdı. bir kapıyı açmak için kavramak gibi kolunu tüm beden bilinciyle... - ölümün isteği dizginlemesi -
***

nereden aklıma geldi bilmiyorum. ellerini bir ayvada görmüştüm. gözleri bir kilisenin yüksek penceresindeydi. kusurluydu. insanlar kusursuzluğu anlayamazlar. kusursuz bulmak bir şeyi, kendilerini kusurlu kılar. zafiyettir aslında kusursuzluk.

kusurluydu. kusursuzluk aramadım çünkü kusursuzluk yoktu. bir gün göğü bana çok mavi bakarken gördüm. kusursuzdu. bu fazla mavilik gözlerimi boyamıştı. hayranlığım kusurunu örtmüştü göğün. gözleri, o çok mavi gök gibiydi. kusurlu...

anladım ki, kusur bir düğümdür. onu çözdüğünde kusursuzluğa çıkarsın. o düğüm bir sırdı, bir gizem... kusurluydu gözleri o çok mavi gök gibi. hayrandım gözlerine. buna rağmen gördüm kusurunu ve o kusur beni çok mutlu etti. göğün kusurunu bildiğim gibi gördüm.

kusur bir düğümdür, açıldığında kusursuzluk çıkar içinden. işte o kusursuzun içinde tanrıyı görürsün. ve seni tanrıya götüren bir kusurda tanrının sırrını ararsın. sır... gözleri sırdı.
***

"ben çok aptalım
arıyorum boş yere
kendi küllerime gömdüğüm ışığı"
m. gürpınar - gözyaşıyla söner mi yangın şiirinden
***

"dürtme içimdeki narı
üstümde beyaz gömlek var"
b.keskin
***

dörtlü yonca
aranmak için geceyi seçti.
tanrı şansa bırakmaz,
beni gözlerinin kusuruyla kutsayacak.
d..f..

(...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder