2 Nisan 2010 Cuma

yer ve gök yüzünü çaldırdı: davet!



yüce ruh adarken kendini bir çıkmaza, sorgulamayı en sona bırakmıştır. sen, sorgu! orada kal ve bana yaklaşma! avuçlarım sorgu süzgecinden geçmeden şuurlu dokunacak ilk defa! bu bir ilk! bu yüzden "ünlem" koyuyorum her ağaca!

!Davetkar deniz anasının saydam kolları
Tüm mavi suları geçiriyor içinden.!

beni içinden geçirdi. arzum yıkanıp parladı. bu onun davetkar bahçesiydi. çağırdıkça gittiğin, gittikçe sana ırayan, ıradıkça daha içine girdiğin! davetkar bahçeye her şey davetlidir ama sen giremezsin! saydam kollarını yutmaktayım...!

Yersizler davetli değilse bu görkemli törene
Duyurmasın yeryüzü onlara yaşamın şehvetini.

yerin ve göğün yüzü çalındı. yüzsüz bir dünyada yersizliğimi sahipleniyorum. ve yaşam şehvetli gülüşünü savurup beni yersizliğimle suçluyor. yaşam töreni ne kadar da görkemli, ne kadar da arzulu... hatırla!
"kulağının kıvrımında bir var/lık fısıltısı
bir tohum, açılması hep ertelenen...
esmer yüz"... benim olan tüm esmer yüzler gibi yer ve göğün yüzünden çalınan zaman karaları... hatırla!

tüm zamanlardan bakan davet
körlüğe sebebiyet veriyor, körlüğe yankı.
cıvaya dokunmuştum kurşun akşam.
onda da gördüm aynı daveti.
içine alıp dokundurmayan!

davetin adil değil, davetin bir cıva kadar sokulgan ve bir cıva gibi kaçak! bu haksız günce sürekli gülümserken korkuyorum. bir çemberin başı dönmüş çapı gibi hacmimi kaybediyorum zamansızlığın davetinde.

kuralları ürkek bu tuhaf oyun
beni en diri makamımdan oynuyor.

d..f..

- indukti / freder... dinle!-

resim: lolita asil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder