23 Ocak 2010 Cumartesi

ekmek kokusu



yalnızlığımı al yalnızlığının yanına.
uyusunlar bir süre koyun koyuna.
bir pencereden göğe bakalım
mavide yeni sesler bulalım kendimize.
yeni kentler, kapılar, sular...

tanrı, benim için yeni yoktur diyordu.
eskileri insan verir insana
yenileri de tanrı yaşama...
tanrı, benim için yeni yoktur diyordu.
seni bana verirken de
yaşamı yenimde yeniliyordu.

...
...

kendime suçluyum.
demin duydum,
düşüncelerimden geçerken siyah
o beyaz seslere sağır oluyordum.
sağırlığımı duydum.
her şeyin güzel olduğunu sayıklıyordu.
güzeldi bir ekmeğin kokusunda ölümü unutmak,
yaşama tok tutunmak kadar
akıcıydı tadı buğdayın.
ve sen bu kez de ekmek kokuyordun.
kendime suçluyum.
her şeyin çok güzel olmasını beklemek
çok kederli bir oyun.

hayat ağacına tutunuyor umudum
sözlerin değdikçe gazelleniyor.
sunak gözlerine verilen miat
aşk buğdaya dönüştükçe uzatılıyor.

- edilgen eylemlerin hüznüne dair
kısa bir yazgıyı kucaklıyorum.-

ey muteber buğday, toprak aşkına!
aşk çalıyor ekmeği umut adına.

d..f..

-aşk karına aşka aşeriyorum-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder