27 Aralık 2009 Pazar

seninle ilk tanıştığım gün



tüm çocukların yüzüne değmiştir o tatlı yel, ekvatora yakın bir yerden eserek sıcağı özlemiş, serinliği özlemiş tüm taze yüzlere değmiştir bu yel mutlaka. benim yüzüme ilk değidiğinde başka birşey olduğumu hissetmiştim. uzun ağaçların olduğu bir ormanın tam altında olan evimizin iç bahçesinde ormandan kurumuş yaprak süpüren ablalarımın bağrışmalarını dinliyordum. rüzgar arada hızlanıp ağaçlara tutunan son yaprakları düşmeye zorluyordu. bir duvara yaslanmıştım ve o tatlı esintinin içinde ne olduğunu düşünüyordum. neydi yüzüme, ellerime değdikçe bana neşe ve çok tatlı bir hüzün veren şey? bu diğer rüzgarlardan değildi. üstelik çok küçüktüm ve aşkın ne olduğunu da bilmiyordum henüz. ama içime sığdıramamıştım onu, bir türlü isimlendirememiştim. çocukluğumun en çok özlediğim anısıydı o tatlı esintiyle tanıştığım o gün. çocukluğumu ve doğruğum topraklara beni en fazla çeken şeydi o ilk karşılaşma. sonra öğrendim. o esintinin içinde aşk vardı. aşık olduğumda da o esinti sarhoşluğunu hissederim. o şefkatli sarmalayıcı tüm hücreleri eline geçiren sıcak şey.

bu akşam yine karşılaştım onunla. üstelik aşıktım da. sonra, sonrası.. yok. çocukluğuma ve tüm çocuklara gülümsedim. sonra da sana... gülümsedim.

bu şarkıyı ilk defa dinledim. tıpkı o tatlı esinti gibi. koma amed - amediye

d..f..

- :) -

seninle ilk tanıştığım gün tüm aşklarımla tanışmışım meğer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder