16 Aralık 2009 Çarşamba

noktalı sataşma

tanrım! hiçbir yere yazmasam artık! bir eylem olarak yazmasam ve öncesinde düşünmesem... ah delilik! kıvrak ve ucube yol, ötesiz ve berisiz hal... şiddet şiddet şiddet... doğur, seviş, öldür, öl... edilgenliğimizde doğurturken bile şiddetin içindeyiz.

annemin yüzü son aylarda bir kuş gibi. güvercin. bakışları kanatlı, gülüşü tüy gibi hafif. sesi güneşli havalar. şiddetli bir huzur, şiddetli bir yaşama sevinciyle dolu, ne mutlu!

eski bir şehre gittim, yolculuklarda neyi kaybetmek istediğimi düşünerek.. tren iştahlı bir boğa gibiydi yolda. zamanın dışardan hızlı geçtiğini hissettim.

..ve anlatırken derinliği... yaşamı bir sevişme arzusuna sıkıştırıp ölü bedenleri yığıyoruz kapı ardlarına. bak şurada duruyor biri, dilinde yusufcuk kuşu, sokulup ölmüş kapımın menteşesinde. gömemiyorum. kanatları bende, göğe onlarla yükseliyorum. derinlik dedim dinleyene, hani bilmek gibi ağrının dilini yaşam alanında. sahi, ne demiştim şimdi hatırlayamadığım :)

gidip uyuyayım ha! kirpiklerim dökülüyor uyanıkken boyuna.

-üç noktanın belirsizliğini öpeyim. şurda bir okkalı (...) siz beni hiç duymayın, dünyayı kafesleyen soyut matematiğe geçireyim-

istisnalar kaideyi bozmazmış, kurunun yanında yaş da yanarmış. genelleyen dumura (...)

'seviyorum sizi çıldırasıya'

d..f..

2 yorum:

  1. yalnız olmadığını bilmenin sıcaklığıyla uyu her gece.

    YanıtlaSil
  2. seviyorum sizi çıldırasıya...

    Hepsi hepsi sanrı...
    Bütün sevmeler....

    Ya sevilmeler?

    YanıtlaSil