15 Mart 2011 Salı

Bahar Kızıyım

on iki yıl önce 33 yaşındaydım,
bir yıl önce 17 yaşında...
şuan parmaklarıyla hesap yapan
küçük bir kız çocuğuyum.
birazdan başımı yastığa koyduğumda
ölüm kadar yaşlanmış olacağım.

içimde
mevsimleri dönüştüren el...

tespihten günler döndükçe
hep aynı yokluğa çıkıyorum.
döndükçe
içime doğru derinleştiğim
doğurgan yol...

gülümsesin bana
lodosun yüzü
sarılsın sımsıkı parmaklarıma
savursun hayatımı yeniden.
kabarsın yine
bahardan damar.

yüzler
bir koleksiyon,
saklansın duvarımda.
baksın gecenin gözleri
ardımda sakladığım kalabalığa.

neden burada
sözcüklerin içinde
yok yeri kimsenin.
koskoca bir boşluk yazıyorum.
okunurken korkutan!

Tanrım!
hayat çok güzel.
korkutuyor beni
bunca güzellik.

ben bir bahar günü
yolda ses arıyorum.
yok.

ne tuhaf,
hala annemin bağıyla
soluk alıyorum.

oysa
kozamı nerede bırakacağım
kim bilir?

d..f..


bahar gelmiş, neden mişli geçmiş zaman kullandığımı açıklayayım. bir arkadaş her gün baharın geldiğini söylüyor coşkuyla. görüyorum ben de ama yetişemiyorum onun coşkusuna. bir bahar çocuğuyum oysa, bir bahar kızı...

korkutuyor beni bu büyük güzellik. pazar sabahı okunan sela sesine mukabil annemin söylediği sözü anımsıyorum: "bu vakitlerde ölenlere daha çok üzülüyorum, dünyanın bu güzel zamanını göremiyorlar" diyor. yani baharı son bir kez göremeden gidenler... çok güzel bahar, korkutacak kadar güzel. her bahar gelişinde doğduğum yerin kokularını duyumsuyorum. hemencecik dün gibi, dönüp baksam açan mart çiçeklerine dokunacakmışım gibi canlı her şey.

teşekkür ederim Biriciğim.
herşeyimi borçlu olduğum yegane tanrım, Allahım.
neşelerim, hüzünlerim, kederlerim tatlı mutluluklarım için
çok teşekkür ederim.
verdiklerin, çok istesem de vermediklerin için
çok teşekkür ederim.
bu baharı da bana gösterdiğin için teşekkür ederim.
annemi hala bana bağışladığın için çok teşekkür ederim.
güzel, sıcak ve dünya güzeli ailem için çok teşekkür ederim.
seni seviyorum.

bu sene sessiz geçti.
bu yıl unuttular galiba.
artık geçen yılların şaşalı kutlamalarıyla teselli bulacağım :)
böylesi de pek güzel oluyormuş meğer.
yarın kendime bir yürüyüş ısmarlayacağım.

hoş geldin 34... çok fazla yerleşme olur mu?

kendime bir şiir ve bir şarkı armağan ediyorum:

Sevda kuşun kanadında - Cem Karaca

....
sevdalılar bilir
bir kuş yağmurudur ilkbahar
sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar
çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın
ve ağzımızın içinde dağılır aşk
sapsarı bir şeker gibi erirken sonbahar
bitmeyen bir kıştan söz açılırsa sevgilim
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven

...

A.Akova - "yalnızca kanatlarına güven" şiirinden...

d..f..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder