inciten, acıtan değilim.
susturamadığın iç sesin kadar
derinindeyim.
içindeki yankıyı duyup incinenim.
-denizlerin bittiği yerde
rüzgarı duydum,
uğultuyu…-
biz gerçekten yokuz,
ben yokum.
hatırlatma lekeleri,
gölgeleri…
ellerinden havalandı
naif kanatlarım.
sığınağım kör değil,
karanlıkta duyduğum huzur…
denizler bitse de
gökler hep var değil mi?
biz yokuz,
hiç olmayacağız,
biliyorum.
ama bu acıtmıyor beni
aşkın “yanılgı” hali kadar.
oysa ben ve biz
geride kalanın içindeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder