11 Temmuz 2011 Pazartesi

Türkçe Olimpiyatları

epeydir aklımda olan bir mevzudan bahsedeceğim.



bir reklam filmi izliyorum. yaşam kültürü, giyimi, coğrafi şartları bizden farklı bir ortamda, zenci bir kadın, bir tarlada bizim dilimizi konuşuyor. bu da ne diyorum.... ki "Türkçe Olimpiyatları" reklamı... malum basın, gelenekselleştirilen bu organizasyona epey ilgi gösteriyor, afişlerde, tv reklamlarında, gazetelerde vs... pek çok haber ve reklama rastladık.







ilk zamanlar, eğlenceli bir etkinlik olarak algıladığım bu organizasyon, zamanla bir duygu yoğunluğu ve milli değer olarak sunulmaya başlandı. başbakanlar, cumhurbaşkanları, bakanlar, sanatçılar yoğun ilgi gösterdi. hatta istiklal marşını okuyan afrika uyruklu öğrenciyi koltuğunda izleyen protokol gözyaşlarına boğuldu falan... benim güldüğüm, mizahi bir pay biçtiğim organizasyon, bugün milli bir etkinlik olarak, duygu seline dönüştü. işte ben buna anlam veremiyorum.






efendim, hadi bizim çocuklarımız neyse... milli marşlar eşliğinde zoraki bir duygu dayatmasıyla zaman sonra bir hissiyat kalıbına giriyorlar da... bizim dilimizi, tarihimizi, savaşımızı, aşımızı, sesimizi, kokumuzu, göğümüzü, dağımızı, suyumuzu bilmeyen bambaşka kültürün çocukları, bizim türkülerimizi, marşlarımızı, halk oyunlarımızı neden ve nasıl icra etsin? hadi etti, bizler de tebessüm ettik, hoşluk oldu... peki gözyaşına boğulan protokol ekibine ne demek lazım? bir yemen türküsünün hikayesiyle büyümemiş bir çocuk, o türküye sizi ağlatacak nasıl bir his vermiş olabilir? olamaz! ama olmaması gereken başka bir şey daha var ki, o daha bir içler acısı vaka...



neden bizim marşlarımızı ve türkülerimizi bambaşka kültürlerin çocukların öğretiyoruz? İslamiyeti yaymayı kabul edebilirim ama kültür misyonerliğini anlamsız ve çirkin buluyorum. bizleri kavim kavim yaratan tanrı değil mi?



biz daha kendi ülkemizde samimi bir kardeşlik diyaloğu kuramamışken, ülke olarak ciddi bir etnik köken ve dil krizi yaşarken; birilerinin "Türkçe Olimpiyatları" etkinliğiyle adeta psikolojik bir harekat gibi kendini büyüterek gündeme taşıması travmatik bir olay.



daha travmatik olanı ise; kendi varlığından henüz habersiz bu çocuklara, bambaşka bir kültürel varlığın unsurlarını yamalayarak, duygusal bir bağ kurma saçmalığı... tabi, bu organizayona katılan, övgüler dizen pek çok "müspet" artistimiz de yok değil...



son derece sanal, son derece lüzucet, son derece emperyalist... İslam inancıyla kesinlikle bağdaşmıyor. "kültür köprüsü" masalına sığmayacak kadar otuz iki tekmili birden sırıtıyor.



ille de kültür köprüsü mü kurmak istiyorsunuz? bizim çocuklarımıza da nepal'in marşını ezberletip, sahnede bağırtın, bakalım kaç kişi ağlayacak?!







d..f..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder