9 Kasım 2009 Pazartesi

mim


kelimeler bulut
gri yüzümün rengi
ve yola düşemeyen yolsuz ayaklarım da...
şehir uyuttu tüm acıları
bir beşik sallanıyor uzakta
doğacak bebek için.
bebek tanrı yüzü, elleri peygamber..
kutsal damar akıyor ılgıt,
kesileceğini bilmiyor bıçak
bilmiyor kan onu da kanatır.
terkediyor kuyuyu yankı
duvarlarını acıtarak karanlığıyla
geldiği yere dönüyor.
yalnızız,
bir kuyu kadar delici
bir kuyu kadar suskun.
tüm varlık kendine dönüyor işte.
kendime dönüyorum ben de
yolsuzluktan.

acı bir abdest alıyoruz,
tutmuyor isyanda, kaçak...
dirsekleri batıyor göğün.
ah baldırlarımız, sırtımız işgalde
savaş kokuyor apış aramız.

kokladık dilimizi, acı.
kokladık sesimizi, acı.
koklatmadık acıya gülüşümüzü,
yavan ekmek kokusu.
deneme tahtası değil tabut.
bağışlayın,
an denendi ve gitti deminler.
acıyarak, doğmayan dönüş yolları
terketti ruhumuzu.
ruhumuz ölmedi,
bıçak kanadı.

sevgilim zaman,
şahdamarım,
tanrımın şımarık kulu!
körleri de bağışla.
'andolsun asra' ki
köprüler kirli sularda boğulacak.
d..f..
- mim -

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder