1 Kasım 2009 Pazar

giden kadar büyüdüğünde yalnızlığın, dönersin...


camlar ne kadar da kirlenmiş. orada, arkalarda bir yerde güneş var. uzun saçaklarıyla, eteklerine mevsimler doldurmuş. sürekli konuşan bir adamı dinliyorum. yalnızlığı çok geveze, çok bitimsiz gibi duruyor anlattıkları.
dün gece tam uyumuştum ki bir yüz gördüm sırtı dönük. sol tarafa döndüm kalbim ezilsin diye ağırlığımda. ve şunları yazdım duvara benim harflerimle: "öyle derin unuttum ki seni, isminin harfleri silindi alfabemden."
sonra yüzümü sana döndüm. yalnızlığını okuduğum yüzünde başka sözler not aldım avucuma. beni de anlatan sözlerdi. gidenin yeri, yalnızlığı büyüterek dolar. bir deliktir o gidiş. vakumlu odaya açılan kapkara bir delik... içeri hava girdikçe aşkın nefessizliği boğulur. karşılaşma anında delik genişler ve büyür. göğü görürsün. sonra içinden çıkıp kendini terkedersin. ama o deliği bir koza gibi taşırsın sırtında. bir gün yalnızlığın giden kadar büyür. o zaman kendine geri dönersin. gidecek başka yalnızlık kalmamıştır.
bu adam bu şarkıyla bana neler yapıyor böyle.
d..f..
-ve sen daha ne kadar büyüteceksin yalnızlığını?-

2 yorum:

  1. okurundan bir cevap üstüne alınılan çizgi arası soruya..
    -sanırım kendime geri dönene kadar..-

    çok güzel olmuş...sağolasın

    YanıtlaSil
  2. İki gün evvel aceleyle okuduğum yazıları şimdi dinginlikle yeniden okuyorum. Bana Ahmet Kaya eşlik ediyor.

    Canım nerdesin sen, gülüm nerdesin sen
    Bekle ben öleyim ki o zaman gelesen

    en hüzünlü anlarımda yapmak istediğim şeyi yapmak, çıkıp başıboş dolaşmak istiyorum...

    Bu gece beni uyku tutmayacak gibi görünüyor. Aslında uykusuzluğa razıyım, yeter ki böyle güzel yazılar yazabileyim. Ama zor çok zor be fatma :))

    YanıtlaSil