23 Haziran 2013 Pazar

bir insana sığınmak, en büyük yalnızlıktır

yaşam ne aldatıcı…

sabah ilk uyandığımda, gözlerimi açtığımda gördüğüm tavan manzarası. pencereden odayı işgal eden ışıklar… ne düşürüm ilk? uyanmış olmanın bilincine varmak. uyandığın hayat, sığınacağın şey midir?


“sığınak” büyülü bir kelimedir. sığınmak. çünkü tüm varlıklar sığıntıdır. eşyalar, canlılar, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve doğayı tamamlayan her parça, bir sığınma ihtiyacıyla vardır.

uyanıyorum ve sığınacak bir şey arıyorum.

akşamların ve geceye varan saatlerin ruhumuzda uyandırdığı sığınma ihtiyacı. bir ev, bir koltuk, bir kucak, bir koyun, bir örtü, bir ses, bir koku bir bir bir…

gece başımı yastığa koyduğumda, hayatımın içine varolanları yokluyorum. yatağında uyuklayan annem, sarındığım örtüm, yastığım, odam, annemin nefesinin sesi ve tavan…

bir bahçede oturuyorum. gülümseyen insanlar, sığınma ihtiyacımı hafifletiyor. neşeli sesler, özgüvenimi okşuyor. varlığımla buradayım, herkesten biriyim. bakıyorum gözlerine, sözlerini dinliyorum, etlerine bakıyorum; altındaki kuru kemikleri görüyorum. geleceği görüyorum, kemikleşen zamanı.

bir insana sığınmak, en büyük yalnızlıktır.

ben, bir yere sığmayan ruhumun, sonsuzluk gibi bir yere koştuğunu ve onu arzuladığını biliyorum. ne zaman onu düşüncelerimin koynuna bıraksam, hep sonsuzluk gibi kapsayıcı ve var eden bir şeyi sayıkladığını duyuyorum. ruhum benim, içinden konuşmayı ve benimle küs kalmayı ne çok seviyor. bir sır gibi saklıyor içini benden.

ruhum, sonsuzluğa sığınmak istiyor.

ruh, bilmediğini, tanımadığını özler ve ister. onun sesini duymak, dinlemek, bir anahtar aramak kabarmışlığında, karmaşasında bir sükunet vadisi sakladığını görmek. o çok sevdiği huzursuzluğa nasıl sarıldığını ve huzurdan nasıl da korktuğunu bilmek. çünkü istemiyor. buradaki huzurun aldatıcı ve içkin olmadığını biliyor. bedenime saldığı duygu, o korkunç ürperti… “alışma huzursuzluğa” ve “sevme huzuru” diye yalvarıyor.

bilmek ne büyük acı. gözlerinizden ötesine geçememek. bir balık gibi takılmak yerkürenin ağına. kelimeleri ezerek, yeni nehirler akıtmak…

alışma huzursuzluğa, sevme huzurunu. çünkü aldatıyor bizi hayat.

-döndüm sana-

d..f.. 

resim; mehmet akif orçan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder