20 Mayıs 2012 Pazar

siyah tül


ayaklarına toplanan kara parçalarının yorgunluğuna rağmenim bu gece. rağmenler günümdeyim. yemyeşil dağların arasında bir ırmakla akarak, denizlere, okyanuslara kavuştum. orada kır çiçeklerinin içinde, ağaçların altında otururken, bedenim koşup oynamak için çıldırdı. ruhum ise tatlı bir hüzün ve şaşkınlıkla, bu çıldırışı seyretti. çocukluğumun içine kapanık, kendi kendine oynayan, koşuşturan yüzünü bir kez daha izledi uzaktan. ağaçların kovuklarına, kuruyan dallara baktı siyah bir tül bulmak için. 

büyüttüğüm yorgunluğu, tatlı bir esinti karşıladı. müziğin ritmi bu, ruhun mevsimini, bakışların rengini değiştiren tını. acı veren her güzelliğin, çocukluğa ait oluşunu duyumsadım. 


-duyduğun ağıtlar; yastığımdır, uykumdur, yaşamı duyuşumdur-

***
canını yakan şeyleri de hayatında tutmalı
çünkü insan acıyla tanır kendini.
ve böylece
acıtmamayı da belki öğrenir.

d..f..

-acıtmışlığın derin kederi-

resim: nebahat karyağdı - dilek ağacı

2 yorum:

  1. Çok mutlu oldum Teşekkürler, Maria Ninou ile aynı sayfada olmak süpriz

    YanıtlaSil
  2. ben teşekkür ederim size nebahat hanım, 'dilek ağacı' isimli eserinizle bloguma ve yazıma anlam kattınız.

    sevgiyle kalın efendim.

    YanıtlaSil