9 Mart 2012 Cuma

ninemin şiiri


son aylardaki yoğun çalışma temposu yapmak istediğim pek çok şeyi ertelememe sebep oldu. bazen yazmak istediğim şeyleri erteledim ve sonra unuttum. gitmek istediğim sergileri, filmleri, konserleri kaçırdım vs... ama en kötüsü de yeterince okuma yapamamamdı. bu ertelemelerin ve kayıpların telafisi olur mu bilmem ama özellikle okumanın benim için ne kadar hayati bir eylem olduğunu anladım. çünkü okumak yazının anasıdır. beslendiğinden hamile kalır yazın.
***

özellikle şiir, hayatımın ritmi ve kılcal damarları gibi kuşatıcı. geçtiğimiz aylarda bir arkadaşım misafirim olmuştu. bir yayıneviyle anlaşıp şiirlerini bastıran bir tanıdığının, kendisine hediye ettiği şiir kitabından bahsetti. şiirden ve yazmaktan konuşurken araya giren kitaba göz attım. hece vezniyle yazılmış kimi yarım kafiyeli kimi redifli şiirler bizi tebessüm ettirdi.
"... hasret,
...gayret,
...sabret,
...gitti."

şiirleri okurken aklıma ninemin şairliği geldi. o gerçek ve iyi bir şairdi. tek kelimelik, yarım kafiyeli şiirleri tüm ailemizin varlık sebebi ve hayatımızı kuşatacak kadar değerliydi:
"saniye,
sariye,
safiye,
rabia,
emine,
nermin"

"fehmi
fahri
remzi
nizamettin
hasan
hamit"

ninem 12 mısralık bu anlamlı şiiri yazarken bir yandan da çıplak ayakla ormanlarda gezerdi. sesin ritmine olan düşkünlüğümüz, hayatımızı kuşatan acıyı da mutluluğu da şekillendiriyor.
***

d..f..

-resim:teksin özgüz-

2 yorum: