23 Temmuz 2009 Perşembe

uçurtma deyip geçmemek lazım

kırtasiyeden ince kaplama kağıtı, marangozdan çıta, oyuncakçıdan kalan parayla ip... koşa koşa eve gelip yeni bir uçurtma yapmak aşkıyla boş bir ortam, azar işitmeyeceğin sakin bir yer ararsın. bu arada bir önceki uçurtma ya üç mahalle ötedeki çatıya ya da havalandırmak isterken elektrik direğine takılmıştır. hep en büyük uçurtmayı yapmak istersin, çünkü uçurtma büyüdükçe aldığın haz büyür, tutkudur bu duygu, nedenini az sonra anlayacaksınız... ince ayarlar yapılıp, köşeler iple bağlanır, ince hışır hışır kaplama genelde iki renktir kırmızı mavi, çıta iskelesine bir güzel yapıştırılır bantla. en önemli şey kuyruktur çünkü kuyruk uçurtmanın şerefidir :) ne kadar uzun ve şaşalıysa uçurtman o kadar güzel nazlanır gökte, o kadar güzel dans eder ve öteki uçuranlar o kadar hevesle ve özenle bakar senin uçurtmana... ve bitmiştir, şimdi göklerle buluşma zamanı... heyecanın yanında bir de endişe vardır, çıta ortalaması ve denge yerindedir inşallah... genelde evin terasından uçururduk. birimiz bacanın üzerine tutup rüzgarı karşılar yön tayin ederdik diğerimiz hüneriyle havalandırma görevini üstlenirdi. ve uçurtma havalandığında ilk yeterli yüksekliğe ulaşabildiği ana kadar ki zamanı tehlikeli ve adrenalin dolu zamanlardır. her an ters düz olup çakılabilir, her an dengeyi kaybedebilir, her an herşey olabilir... ipini sonuna kadar bir anda vermeyeceksin... işte burası... vahşi bir at gibidir uçurtma, seni çekip götürmek ister, gökteki yükseklik aşkı, yükselme tutkusu seni de alıp gitmek ya da onunla gitmeyeceksen senden kurtulma hırçınlığıyla elinde isyan halindedir. dizginleri aynı kararlılık ve disiplinle elinde tutmalısın, rüzgarın gücü ipin elinizden hızla çekilmesine neden olabilir ve elinizde ciddi yanıklar oluşabilir. aşağıdan ona imrenerek ve ipinin elinizde olduğunu hatırlatarak bakarsınız. yönetim sizdedir, gökte bir parçanız salınmakta ve onun yüksekliğini siz sağlamaktasınız... eğilip uçurtmanın ipine kulağınızı dayarsınız... göğün sesi gelir, tüm sesler, bir uğultu ve coşku halinde kulağınıza dolar. tıpkı deni kabuğuna dayadıdığınızda duyduğunuz deniz sesi gibidir... gök ve rüzgar kulağınızdadır... gökle ve rüzgarla ruhunuz uçmaktadır.

... d..f..
-uçurtma ödevi olana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder